Bunlardan ilkine göre, bu durum REM uykusuyla ilişkili. Rüya gördüğünüz uyku hali olan REM uykusunda, beyin bazı nörotransmitterları kapatarak vücudu düzenliyor ve bu sayede rüyada gördüklerinizi bazı reflekslerle/hareketlerle dışa vurmamanızı sağlıyor.

Ereksiyonun kontrolünde görevi olan norepinephrine adlı nörotransmitter da bundan etkilenerek azalıyor ve testosterona bağlı olan hareketler devreye giriyor. Damarlara(dolayısıyla penise) kan akışı artınca o meşhur sabah ereksiyonu gerçekleşmiş oluyor.

Sabah ereksiyonu, uykudayken idrar kaçırmayı önlemek için de gerçekleşiyor olabilir.

Uyku esnasında idrarla dolan mesane; penisin kontrolünden sorumlu olan, omuriliğin sakral sinirlerini uyararak penisin kalkmasına neden olur. Sert bir şekilde işemek zor olduğu için, ereksiyon halindeki penis sayesinde alta kaçırmanın önlendiği düşünülüyor. Fakat alta ıslatmayı önlemek için vücudun farklı yöntemleri de bulunduğu için bu teori, ilkine kıyasla daha zayıf bir teori olarak görülüyor.

Sabah ereksiyonunun, erkekleri penis fonksiyon bozukluklarıyla ilgili hastalıklardan koruduğu biliniyor.

Erektil disfonksiyonu olmayan erkeklerde uyku sırasında yaklaşık üç ila beş kez görülebien sabah ereksiyonu; sadece yetişkin erkeklerde değil, küçük çocuklarda ve hatta anne karnındaki erkek bebeklerde bile görülebiliyor. Ayrıca sadece erkekler değil, kadınlar da uyku esnasında klitoral ereksiyon ve vajinal şişkinlik yaşıyor.

webtekno