Seniorita
Forum Üyesi
Tüm ölümlüler ve ölümsüzlerin en güzeli olan Afrodit’in güzelliği diğer tüm tanrıların huzurunu kaçırmış olsa da, o evlenmek için, çirkinliği yüzünden doğar doğmaz Olimpos’tan atılan Ateş Tanrısı Hephaistos’u seçmişti. Dünyada belki de bundan daha anlamsız bir evlilik olamazdı; bu yüzden bahtsız tanrıça Afrodit’i teselli etmeye çalışanların sayısı da oldukça fazla olmuştur. Zeus ile Hera’nın oğlu Savaş Tanrısı Ares’de bunlar arasında belki de en ünlüsüydü.
Olağanüstü bir güce sahip olan Ares, insanların birbirlerine girmesini, dereler gibi kanların akmasını çok severdi ve insanlara kin tohumları atardı. Savaşlara naralar atarak gider ve dost düşman tanımadan öldürürdü. Dolayısıyla tanrıların en sevilmeyeni sayılan Ares, bütün tanrıçaların en güzeli olan Afrodit’i elde etmek için, önce ona kıymetli hediyeler sunup Ateş Tanrısı demirhanesinde çalışırken Afrodit ile dostluğunu ilerletiyordu. Ancak Afrodit ile geceleri buluşarak onun evine gitmesine rağmen, sabahları güneşin doğmasından çok korkuyordu; zira güneş dünyada olup biten her şeyi görürdü ve eğer onları birlikte görecek olursa Ateş Tanrısı’na haber vereceği de açıktı.
Ares bu duruma önlem olarak Alektryon adlı arkadaşını, Afrodit’le gece yatarken kapıda durup güneş görünmeden kendilerine haber vermesi için görevlendirmişti. Ancak günlerden bir gün Alektryon uykuya kapılarak güneşin doğuşunu genç çifte haber vermeyi başaramadı. Güneşin ise doğduğunda ilk gördüğü şey Ares’in kollarında yatan Afrodit oldu. Bu manzaradan iğrenen güneş hemen Ateş Tanrısı’na haber verdi. Haber, Hephaistos’u öyle üzdü ki; o da zaman kaybetmeden bir intikam planı yaptı. Bu plana göre hemen, örümcek ağından bile ince, sağlam olduğu kadar hafif madeni bir file yaparak evinde ki yatağın iki başına ve tavana bu fileyi çaktırmadan taktı. Sonra demirhaneye gidiyormuş gibi yaparak evden yeniden çıktı. Hephaistos’un evden çıktığını gören Ares, ıslık çala çala Afrodit’in evine gitti ve çift hemen soyunarak yatağa girdi. Ancak yatağa girmeleriyle birlikte, filenin içinde sarılı kalmaları bir oldu. İşte o zaman kendilerini bekleyen rezaletin ne olduğunu anlayıverdiler. Ateş Tanrısı birden kapıdan içeri girdi ve korkunç bir sesle bütün tanrıları bu ahlaksızlığı görsünler diye çağırdı. Ares ise vazifesini unutan arkadaşı Alektryon’u horoza çevirir.
İşte o günden beri horoz dünyanın sonuna kadar insanlara güneşin doğmasını haber vermeye mahkum edilmiştir. Mitolojik öykü bize sabahın gelişini haber verme görevinin horozlara nasıl geçtiğini açıklama ana amacının yanı sıra, kadın erkek ilişkileriyle cinselliğin bu ilişkilerin biçimlenişindeki rolü hakkında bazı fikirler sunar görünmektedir.
Schopenhauer’e göre, “Mutlu evliliklerin pek az olduğunu hepimiz biliriz. Bunun nedenini, evliliğin temel amacının şimdiki kuşağın mutluluğu değil, gelecek kuşağın mutluluğu olmasında aramak gerekir.”
Alıntı
Olağanüstü bir güce sahip olan Ares, insanların birbirlerine girmesini, dereler gibi kanların akmasını çok severdi ve insanlara kin tohumları atardı. Savaşlara naralar atarak gider ve dost düşman tanımadan öldürürdü. Dolayısıyla tanrıların en sevilmeyeni sayılan Ares, bütün tanrıçaların en güzeli olan Afrodit’i elde etmek için, önce ona kıymetli hediyeler sunup Ateş Tanrısı demirhanesinde çalışırken Afrodit ile dostluğunu ilerletiyordu. Ancak Afrodit ile geceleri buluşarak onun evine gitmesine rağmen, sabahları güneşin doğmasından çok korkuyordu; zira güneş dünyada olup biten her şeyi görürdü ve eğer onları birlikte görecek olursa Ateş Tanrısı’na haber vereceği de açıktı.
Ares bu duruma önlem olarak Alektryon adlı arkadaşını, Afrodit’le gece yatarken kapıda durup güneş görünmeden kendilerine haber vermesi için görevlendirmişti. Ancak günlerden bir gün Alektryon uykuya kapılarak güneşin doğuşunu genç çifte haber vermeyi başaramadı. Güneşin ise doğduğunda ilk gördüğü şey Ares’in kollarında yatan Afrodit oldu. Bu manzaradan iğrenen güneş hemen Ateş Tanrısı’na haber verdi. Haber, Hephaistos’u öyle üzdü ki; o da zaman kaybetmeden bir intikam planı yaptı. Bu plana göre hemen, örümcek ağından bile ince, sağlam olduğu kadar hafif madeni bir file yaparak evinde ki yatağın iki başına ve tavana bu fileyi çaktırmadan taktı. Sonra demirhaneye gidiyormuş gibi yaparak evden yeniden çıktı. Hephaistos’un evden çıktığını gören Ares, ıslık çala çala Afrodit’in evine gitti ve çift hemen soyunarak yatağa girdi. Ancak yatağa girmeleriyle birlikte, filenin içinde sarılı kalmaları bir oldu. İşte o zaman kendilerini bekleyen rezaletin ne olduğunu anlayıverdiler. Ateş Tanrısı birden kapıdan içeri girdi ve korkunç bir sesle bütün tanrıları bu ahlaksızlığı görsünler diye çağırdı. Ares ise vazifesini unutan arkadaşı Alektryon’u horoza çevirir.
İşte o günden beri horoz dünyanın sonuna kadar insanlara güneşin doğmasını haber vermeye mahkum edilmiştir. Mitolojik öykü bize sabahın gelişini haber verme görevinin horozlara nasıl geçtiğini açıklama ana amacının yanı sıra, kadın erkek ilişkileriyle cinselliğin bu ilişkilerin biçimlenişindeki rolü hakkında bazı fikirler sunar görünmektedir.
Schopenhauer’e göre, “Mutlu evliliklerin pek az olduğunu hepimiz biliriz. Bunun nedenini, evliliğin temel amacının şimdiki kuşağın mutluluğu değil, gelecek kuşağın mutluluğu olmasında aramak gerekir.”
Alıntı