Seniorita
Forum Üyesi
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak mı uzak diyarların birinde mutlu insanların yaşadığı güzel bir ülke varmış. Bu ülkenin çok başarılı, anlayışlı mı anlayışlı bir kralı varmış. Kral; halkının derdini dinler, sorunlara hemen çözüm bulurmuş. Kimseyi kapısından mutsuz etmeden göndermez, halkı mutlu oldukça kral daha da mutlu olurmuş.
Fakat bu kralın büyük mü büyük bir derdi varmış aslında. Büyük bir aşkla âşık olduğu ve evlendiği kraliçeden çocuğu olmuyormuş. Senelerdir evli olmasına rağmen henüz çocuğunu kucağına alamamış. Fakat tahta geçmek için bir varise de ihtiyaç varmış. Kral gün geçtikçe bu derdi yüzünden erimiş, kilo vermiş. Mutsuz bir adam olmuş çıkmış. Herkes kralın bu haline çok üzülüyormuş ama elden bir şey gelmiyormuş.
Günlerden bir gün, büyük bir hekimin yolu bu güzel ülkeye düşmüş. Ülkede biraz konaklayıp yoluna devam edecekmiş. Fakat hekim nereye gitse halkın kralı konuştuğu duymuş. Sonunda konakladığı han sahibine dayanamamış sormuş:
HEKİM: ‘Kralınızın neyi var Allah aşkına?’
HAN SAHİBİ: ‘Hiç sormayın Hekim bey. O kadar mutlu ve o kadar iyi bir insandır ki… Ama kaç senedir çocuğu olmaz. O yüzden çok dertlidir. Son zamanlarda bu dert yüzünden yüzü gülmez bir kral olmuştur.’
Hekim düşünmeye başlamış. Elinde kralın derdine derman olacak bir şey varmış. Hemen kalkmış ve saraya doğru yola düşmüş. Saraya vardığında kapıdaki adamlara kendini tanıtmış ve kral ile görüşmek istediğini söylemiş. Bir müddet bekledikten sonra Kral onu huzuruna kabul etmiş.
Hekim kralın karşısına çıktığında onu selamlamış. Kral da bu hekimin derdine çare derken ne yapacağını çok merak ediyormuş.
KRAL: ‘Hekim kardeş, söyle bakalım neymiş derdime çare olacak mucize?’
Hekim cebinden birkaç tane tohum çıkarmış. Kralın yanına yaklaşarak anlatmaya başlamış:
HEKİM: ‘Sevgili Kralım. Bu tohumlar sihirli elma ağacı tohumudur. Sizden ricam, eğer çocuk sahibi olmak isterseniz saraya kocaman bir bahçe yaptırın. Yemyeşil ve bir sürü yemiş ağaçlarının olduğu bir bahçe olsun. Tüm halkınız bu bahçeden yararlansın. Bahçeye bu tohumları da dikin ve sabırla bekleyin. Elma ağacı büyüyüp elma verince meyvesinden yiyin. Beklediğiniz müjde sizin olacaktır.’
Kral hekimin bu sözlerine inanmasa da denemekten zarar gelmez diye düşünmüş.
KRAL: ‘Hekim kardeş, dediklerini yapacağım. Eğer dediğin gibi olursa dile benden ne dilersen.’
Fakat bu kralın büyük mü büyük bir derdi varmış aslında. Büyük bir aşkla âşık olduğu ve evlendiği kraliçeden çocuğu olmuyormuş. Senelerdir evli olmasına rağmen henüz çocuğunu kucağına alamamış. Fakat tahta geçmek için bir varise de ihtiyaç varmış. Kral gün geçtikçe bu derdi yüzünden erimiş, kilo vermiş. Mutsuz bir adam olmuş çıkmış. Herkes kralın bu haline çok üzülüyormuş ama elden bir şey gelmiyormuş.
Günlerden bir gün, büyük bir hekimin yolu bu güzel ülkeye düşmüş. Ülkede biraz konaklayıp yoluna devam edecekmiş. Fakat hekim nereye gitse halkın kralı konuştuğu duymuş. Sonunda konakladığı han sahibine dayanamamış sormuş:
HEKİM: ‘Kralınızın neyi var Allah aşkına?’
HAN SAHİBİ: ‘Hiç sormayın Hekim bey. O kadar mutlu ve o kadar iyi bir insandır ki… Ama kaç senedir çocuğu olmaz. O yüzden çok dertlidir. Son zamanlarda bu dert yüzünden yüzü gülmez bir kral olmuştur.’
Hekim düşünmeye başlamış. Elinde kralın derdine derman olacak bir şey varmış. Hemen kalkmış ve saraya doğru yola düşmüş. Saraya vardığında kapıdaki adamlara kendini tanıtmış ve kral ile görüşmek istediğini söylemiş. Bir müddet bekledikten sonra Kral onu huzuruna kabul etmiş.
Hekim kralın karşısına çıktığında onu selamlamış. Kral da bu hekimin derdine çare derken ne yapacağını çok merak ediyormuş.
KRAL: ‘Hekim kardeş, söyle bakalım neymiş derdime çare olacak mucize?’
Hekim cebinden birkaç tane tohum çıkarmış. Kralın yanına yaklaşarak anlatmaya başlamış:
HEKİM: ‘Sevgili Kralım. Bu tohumlar sihirli elma ağacı tohumudur. Sizden ricam, eğer çocuk sahibi olmak isterseniz saraya kocaman bir bahçe yaptırın. Yemyeşil ve bir sürü yemiş ağaçlarının olduğu bir bahçe olsun. Tüm halkınız bu bahçeden yararlansın. Bahçeye bu tohumları da dikin ve sabırla bekleyin. Elma ağacı büyüyüp elma verince meyvesinden yiyin. Beklediğiniz müjde sizin olacaktır.’
Kral hekimin bu sözlerine inanmasa da denemekten zarar gelmez diye düşünmüş.
KRAL: ‘Hekim kardeş, dediklerini yapacağım. Eğer dediğin gibi olursa dile benden ne dilersen.’