Seniorita
Forum Üyesi
İnsan bedeninde enerjinin aktığı yüzlerce enerji merkezi bulunmaktadır. Çakralar, beden üzerindeki bu enerji merkezleridir ve yaşam enerjisi de bedene çakralar yoluyla akar.[1]
"Çakra" sözcüğü, Sanskrit dilinde "tekerlek" ya da "enerji vorteksi" anlamlarına gelir ve çakraların sürekli dönmesiyle ilgilidir. Çok yüksek hızda dönerler. Çakralar bedenlerimizdeki enerji merkezleridir ve çoğu otoriteler endokrin bezlerimizi çakralar ile birleştirir.
Çakra fiziksel ve enerji bedenlerinize giren ve akan enerjiyi yöneten ve ayarlayan auranızdaki enerji merkezleri ya da girdaplardır. Bunlar, fiziksel organlar değil, enerjisel yapılardır. Reiki el pozisyonları yaşam gücünün aktığı ana çakra merkezlerini ve ana meridyen kanallarını kapsar. Enerjiyi ayaklara yönlendirmek tüm büyük kanallardaki enerji akışını kolaylaştırır. Çakra, omurga kordonu (şerit) boyunca işleyen merkez kanal boyunca hizalanır. Enerjiler ayrıca bu kanal ve "Ida" ve "Pingala" olarak adlandırılan yan kanallar boyunca içeriye ve dışarıya spiral şeklinde ilerler. Kadim bir Şifa sanatları sembolü olan Hermes’in yılan sarılı değneğinin (hekimlik işareti) bu akışı temsil ettiği söylenir. [2] Vücudumuzda “çakra” adı verilen bu enerji merkezleri bulunmaktadır. Her çakra, farklı frekanstaki bir enerjinin giriş kapısı olarak değerlendirilir. Reiki öğretisinde ne zaman bu enerji kapılarından birinde tıkanıklık oluşursa, vücudun enerji alımının güçleştiği, böylece rahatsızlıklar ve davranış değişikliklerinin ortaya çıktığına inanılmaktadır. Bu çakralar, omurga boyunca yer almakta, büyük salgı bezleri ve sinir ağı merkezleriyle kesişmektedir. Böylelikle reiki, çakralar ve salgı bezlerinin ortak çalışması ile beden üzerinde bir hareket kabiliyeti kazanmaktadır.[3]
Çakraların, gözle görülmeyen enerji bedenimiz üzerinde çarka benzeyen delikler halinde olduğu ve geniş ağızları ile bedene yaklaştıkça daralan, uzun ince hunilere benzediği söylenir.
Girdapsı yapılarıyla hem evrenden ve yeryüzünden gelen enerjileri bedene aktarma görevini yaparlar, hem de bu enerjinin beden dışına, çevreye yayılmasını sağlarlar. Kısacası çakralar; kişinin fiziksel bedeni ile enerji bedeni arasında iletişim görevini üstlenmişlerdir. Doğu kültüründe ise her bir çakranın huni şeklinde çiçeğe benzediği ve "lotus çiçeği" olarak adlandırıldığı, bu yüzden de her bir çakranın taç yapraklarıyla ifade edildiği belirtilmektedir.[1]
Her varlığın fiziksel bedeninin yanı sıra, bir de onu çevreleyen enerji bedeni (aura’sı) vardır. Evrensel yaşam enerjisi, fizik bedeni çevreleyen, gözle göremediğimiz bu enerji bedeninden-alanından geçerek, çakralar aracılığıyla fiziksel bedene akar ve meridyenler (enerji yolları-kanalları) yoluyla da fizik bedene ve oradan tekrar enerji bedenlerine yayılır
"Çakra" sözcüğü, Sanskrit dilinde "tekerlek" ya da "enerji vorteksi" anlamlarına gelir ve çakraların sürekli dönmesiyle ilgilidir. Çok yüksek hızda dönerler. Çakralar bedenlerimizdeki enerji merkezleridir ve çoğu otoriteler endokrin bezlerimizi çakralar ile birleştirir.
Çakra fiziksel ve enerji bedenlerinize giren ve akan enerjiyi yöneten ve ayarlayan auranızdaki enerji merkezleri ya da girdaplardır. Bunlar, fiziksel organlar değil, enerjisel yapılardır. Reiki el pozisyonları yaşam gücünün aktığı ana çakra merkezlerini ve ana meridyen kanallarını kapsar. Enerjiyi ayaklara yönlendirmek tüm büyük kanallardaki enerji akışını kolaylaştırır. Çakra, omurga kordonu (şerit) boyunca işleyen merkez kanal boyunca hizalanır. Enerjiler ayrıca bu kanal ve "Ida" ve "Pingala" olarak adlandırılan yan kanallar boyunca içeriye ve dışarıya spiral şeklinde ilerler. Kadim bir Şifa sanatları sembolü olan Hermes’in yılan sarılı değneğinin (hekimlik işareti) bu akışı temsil ettiği söylenir. [2] Vücudumuzda “çakra” adı verilen bu enerji merkezleri bulunmaktadır. Her çakra, farklı frekanstaki bir enerjinin giriş kapısı olarak değerlendirilir. Reiki öğretisinde ne zaman bu enerji kapılarından birinde tıkanıklık oluşursa, vücudun enerji alımının güçleştiği, böylece rahatsızlıklar ve davranış değişikliklerinin ortaya çıktığına inanılmaktadır. Bu çakralar, omurga boyunca yer almakta, büyük salgı bezleri ve sinir ağı merkezleriyle kesişmektedir. Böylelikle reiki, çakralar ve salgı bezlerinin ortak çalışması ile beden üzerinde bir hareket kabiliyeti kazanmaktadır.[3]
Çakraların, gözle görülmeyen enerji bedenimiz üzerinde çarka benzeyen delikler halinde olduğu ve geniş ağızları ile bedene yaklaştıkça daralan, uzun ince hunilere benzediği söylenir.
Girdapsı yapılarıyla hem evrenden ve yeryüzünden gelen enerjileri bedene aktarma görevini yaparlar, hem de bu enerjinin beden dışına, çevreye yayılmasını sağlarlar. Kısacası çakralar; kişinin fiziksel bedeni ile enerji bedeni arasında iletişim görevini üstlenmişlerdir. Doğu kültüründe ise her bir çakranın huni şeklinde çiçeğe benzediği ve "lotus çiçeği" olarak adlandırıldığı, bu yüzden de her bir çakranın taç yapraklarıyla ifade edildiği belirtilmektedir.[1]
Her varlığın fiziksel bedeninin yanı sıra, bir de onu çevreleyen enerji bedeni (aura’sı) vardır. Evrensel yaşam enerjisi, fizik bedeni çevreleyen, gözle göremediğimiz bu enerji bedeninden-alanından geçerek, çakralar aracılığıyla fiziksel bedene akar ve meridyenler (enerji yolları-kanalları) yoluyla da fizik bedene ve oradan tekrar enerji bedenlerine yayılır